Adil Güneş’in ‘Ferican İki Mevsim’ adlı kitabı çıktı
Tacettin DURMUŞ / KAĞIZMAN (www.karstanhavadis.com)
Yazarlığa Ferican İki Mevsim adlı kitabıyla adım atan Adil Güneş’in ilk eseri Cinius Yayınları’ndan çıkarak kitapçılarda ve sosyal medya üzerinden fr satışa sunuldu. Ferican İki Mevsim adlı kitabın sayfa sayısı 168 olup birinci hamur saman kağıdı baskılıdır.
Kitabın yazarı Adil Güneş, 1993 Kağızman doğumludur. İlköğretimine Dr. Mustafa Yalçın İlköğretim okulunda başladı. Ortaöğretimini Kağızman Mesleki Teknik ve Eğitim Merkezi Bilişim Teknoloji bölümünde sürdürdü. Bir süre resim alanına yöneldi. Daha sonra tiyatro etkinlikleriyle ilgilendi. 2013 yılında şiir ve denemeler yazdı, yine aynı yıl Ankara Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Halkbilimi Anabilim Dalı alanına başladı. 2016 yılında “Tunçkaya Köy Monografisi” adlı tez çalışması ile bu bölümlerden başarıyla mezun oldu. 2017 yılında kaleme aldığı “ Ferican İki Mevsim” adlı eser yazarın ilk kitabıdır.
Önsöz’de şöyle diyor adil Güneş: Kıymetli okurum; Bir kitap yazacak haddi nerden buldun diye soracak olursan, hayatımın tümünden diyebilirim. Geçmişten ve gelecekten…
Ama en çok iki mevsimin anılarından; Sonbahar ve Kıştan buldum. Mesela herkes Sonbaharı yani hazanın bir muzdarip mevsimi olduğunu bilir ama hiç kimse onu yaşamadan anlayamaz. Acılarından bir haber kuruyan hayalleri senden başkası yaprak dökerek gösteremez. Ya Kış? Kış gibi berrak, cam gibi hassas ise hayallerin, kırıp dökmesinler diye kalbin sandığına sıkıştırıp susmuşsundur. Kendinden ve kötü insanlardan onu korumuşsundur. Ta ki o sandığın sahibi ile karşılayıncaya kadar… Bu anıları kaleme dökmek için geç bile kaldım. Kaderin kum saati hızlı hızlı dökülürken araya bir muhabbet sıkıştırmak istedim. Sen bu satırları okurken bile o kum saati dökülmeye devam edecek. Bu yüzden;
Zamanla kaderin,
Ecelli kaderinin içindeki sevgi kelimesini hak edenlerin,
Yoğrulmuş karşılıklı ya da karşılıksız aşkın,
Niyetle tattığın acı ve tatlı anıların,
Elhamdülillah deyip razı olmuşluklarının, pervasızca savunduğun doğrularının kıymetini bil vesselam. Nisan 2018-06-24
Eser girişinden bir bölüm:
“Evde değerli eşyaların dışında küçük bir sandık bulmuşlar. İçinde birkaç plak, kırmızı çocuk ayakkabısı ve 1935 yılında basılan bir kitap var. Koca duvarların hepsi bomboş, sadece yatak odasında tek bir tane tablo asılı. Ortasına iki harf kazınmış, dallarının ise bir yanı sararan diğer yanında kar tutan bir tur ağacın özenle tasvir edildiği bir tablo…
“Bunları da satılacaklar listesine ekleyelim mi efendim?” dedi, elinde küçük bir sandık ve kara kaplı defteri olan avukat.
“ Hayır, eklemeyin, onlar satılık değil. Saydıklarınız hayatımın ışığı olan iki mevsimin anılarıdır,” dedi Feraye.
Kafkasya’da bahar, usul usul elini çekiyordu artık. Yüksek dağlarla çevrili Eciney köyümüz, Narinkale kasabasına at arabası ile iki buçuk saat mesafededir. Hemen Eciney köyünün üç kilo metre doğru tarafında bulunan tahta köprüden geçildiği zaman annemin Eflin köyü ile buluşulur. Eciney gibi yüksek bir tepede, etrafı dağdan kopan koca kayalarla ve kavak ağaçları ile çevrili yemyeşil bir köydür Eflin. Annemin doğup büyüdüğü köyün bizimkinden tek farklı fazla yeşil, yüksek ve tepesinde gerdanlık gibi kuşburnu ağaçlarının dizili olmasıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.